14 Mart 2008

At Meydanı

1582 yılında At Meydan'ında yapılan sünnet düğünü ekte birinci bağlantıda çok güzel anlatılmıştır.

Bir Osmanlı kaynağına göre, III. Sultan Murat’ın veliahdı, Şehzade Mehmet’in sünnet düğünü, 1582 ilkbaharında, At Meydanı’nda yapılır. III.Murat, 1574 tarihinde, 28 yaşında tahta çıkar; 1582 yılında 36 yaşındadır. Şehzadesi Mehmet ise, sünnet olduğu sırada, 16 yaşındadır. Sünnet düğünü, her gün değişen eğlenti ve ziyafetleriyle, 52 gün sürer.

Düğün, At Meydanı’nda yapılacaktır. Günümüzde, ‘Sultan Ahmet Meydanı’ denilen yere, o zamanlar ‘At Meydanı’ denir; Sultan Ahmet Camii henüz yapılmamıştır. Düğün evi olarak, İbrahim Paşa Sarayı kullanılır.

Meydanın temizliği için, tersanedeki kölelerden 200 kişi ayrılır. Meydanı her gün sulamak için 50 saka görevlendirilir. Bir de Soytarıbaşı vardır. Bu kişi, sırtına ottan bir eğer vurulmuş eşeğine binerek, 500 soytarı ile, halkı güldürür.

Aynı günlerde İstanbul ve Beyoğlu'ndaki tüm zanaatkârlar sırmalı ipek giysiler içinde resmi geçit yapar. Özellikle kuyumcular ve gençler taşlı takıları ile dikkat çeker. Her zanaat kolunu beşyüz ilâ binbeşyüz, ikibin genç temsil eder. Ardından kuyumculuk, terzilik, balıkçılık, şarapçılık,
marangozluk yaptığı belirtilen Rumlar resmi geçite katılır. Yine her zanaat kolunu üç, dört ya da beşbin kişi temsil eder: şık, genellikle de kırmızı giysili ve Rumeli geleneğine uygun biçimde başlarında bere olan, ok ve hançer taşıyan bu kişiler Padişah’ın önüne gelince, Padişah’a övgüler dile getirir, zanaatlarının en güzel örneklerini kendisine sunar, karşılığında bu zanaatkârlara iki - üçbin gümüş sikke gönderilir. Yazar bu noktada Padişah’ın At Meydanı'nda bulunduğu yeri anlatmaya koyulur: Üstü kurşunla kaplı, yarım piramit biçiminde bir mekândır. Dışarıdan içeriyi
görmek çok güçtür ve içeride dört kişi rahatlıkla oturabilir. Resmi geçitin ilk günlerinde Beyoğlu sakinleri, birbirleriyle yarış edercesine şık ve süslü giysiler içinde, gösterişli takılarıyla, Padişah’ın önüne gelir. Yaklaşık ikiyüz kişilik bir grup, içlerinden onüç kişiye kadın elbisesi giydirir; bunlardan birine gelin süsü vererek taht-ı revana oturtur ve Padişah’ın önüne kadar
gelinir; halk kadın giysili kişinin aslında erkek olduğunu anlamaz. Gösteri Rum usulü çok güzel bir dans ile tamamlanır, Padişah çok memnun kalır. Akşama kadar eğlenceler sürer ve Padişah halka para, gümüş fincanlar ile beşbin Venedik parası karşılığında olduğu sanılan sultanî altın sikkeler atar.Bu alıntı için birinci bağlantıda İtalya'nın Modena şehrinde devlet arşivinde bulunan bir belge üzerine yapılan bir araştırmadan faydalanılmıştır



Bu minyatür, bir belge olarak bence çok değerli. Burada 1582 yılında Sultanahmet Camii yapılmadan önce bu alan hakkında çok önemli bilgiler var.
1.Alanın zemin seviyesinin eski durumu çok belirgin.
2.Yılanlı sütun başları yerlerinde duruyorlar.
3.Kanuni Sultan Süleyman'ın kızkardeşi ile evli olan Sadrazam İbrahim Paşa'nın sarayı çok güzel belirtilmiş.(Bugün Türk İslam Eserleri müzesi olarak kullanılan yapı)
4.Bugüne kadar hiç bir yerde rastlamadığım bir ayrıntı var; dikilitaş kaidelerinin çinilerle kaplı oluşuna dikkatinizi çekerim. Belki de Ayasofya'da mozayıkların alçı ile sıvanarak kapatılması gibi kaidedeki Bizans figürleri de çini ile kaplıydı.
5.Padişah III.Murat ve sünnet olan şehzade III.Mehmet ile Safiye Sultan ve Valide Nurbanu Sultan da yan yana geçidi izliyorlar.


Dilenciler

Çöpçüler
Minyatürler ikinci bağlantıda 1582 yılında Surname'den alınmıştır.

Bağlantılar:
http://kutuphane.uludag.edu.tr/Univder/PDF/fen-ed/htmpdf/2003-4(4)/M8.pdf

http://www.ee.bilkent.edu.tr/~history/ottoman2.html

http://mimoza.marmara.edu.tr/~avni/H62SANAT/minyatur.htm

http://polatinangul.blogspot.com/2007/11/osmanli-enliklerinde-gsterim-aralari.html

Hiç yorum yok: