Hazırdan Yediğimiz Atatürk Cumhuriyeti Eserlerini Yaratan Dinamik
Benim babamdan kalma sihirli bir bavulum var. Çocukluğumdan beri ilerde önemli olacağını düşündüğüm belgeleri orada saklarım. Sihiri kaçmasın diye her zaman açmam. Çok seyrek açar ve şaşar kalırım.
Son zamanlarda daha çok açıyorum. Hele son bulduğum 60 yıllık mektup beni çok etkiledi. Ayrıntılar unutulup gidiyor. Atila Aydıntan'ın benim için bir idol olduğunu 60 yıl sonra fark ediyorum.
Bu mektuplaşmayı bizler yerine imam hatipli iki öğrenci yapsaydı, neler yazarlardı diye düşünüyorum. Bizleri yaratan Cumhuriyet'in aydınlığı oldu.
Ben 16 yaşında lise iki öğrencisiyim. Atila ağabey ile aramızda üç sınıf fark vardı. Ben orta sonda okurken o lise sondaydı. 1961 yılında ben liseye başlayınca o da Ankara Üniversitesi matematik bölümüne devam ediyordu. Harika çocuklar için çıkan kanundan yararlanarak keman eğitimine Belçika'da devam etti. Ben ortaokula giderken o Gazi Lisesi'nde okuyordu. Matematik öğretmeninin Mahmut Ayla olduğunu tahmin ediyorum. Ben mektubumda bizim öğretmenlerden şikayet etmiş olmalıyım ki o bizim öğretmenleri 1/Mahmut diye nitelendirmiş. 60 yıl önce tavsiye ettiği Abbott'un kitabını sonunda internette bulup indirdim. Atila ağabey öğretmenin kara tahtasına alternatif olarak sokağımızın asfaltını kullanırdı. Sonradan Almanya'da eğitmenlik yaparken ortaya çıkan yeteneklerini o zamanlar asfalt üstünde deniyormuş ve beni de iyi bir öğrencisi olarak kabul etmişti.
Ben mektubumu tam hatırlamıyorum ama Horner metodu ile bir polinomun katsayılarını nasıl bulacağımı sormuşum. Beşinci sınıfta türev ve integral okumadığımı bilerek kendi çözümünün karşılaştırmak için yardımcı olacağını yazıyor. Horner metodu için de öneriler yapıyor.
60 yıl sonra internet yardımı ile Horner metodunu iyice öğrendim. Horner'den çok önce Asya'da çıkıp geliştiğini ve batının hazıra konduğunu da öğrendim. Bilgisayar kullanımı yaygın olduğu çağımızda kullanımı çok uygun.
Türev kullanarak Taylor serisine dayanarak yapılan çözüm çok açık olmakla birlikte Horner metodu ile bu polinomun çözümü için şimdi de çok uğraştım. Bu yaşta öğrenmek hiç kolay olmuyor. Son kalan terimlerini eklemeyi unutmuşum. Atila ağabey gibi çok başarılı bir öğrencilik hayatı olan (titr kullanmaz) arkadaşım Yılmaz Akyıldız'ın desteği ile hatamı buldum. 60 yıl sonra problemi çözdüğüm için çok mutluyum.
Atila ağabey her ay bir mektup yazmam için beni teşvik ediyor. Günlük yaşam mücadelesi giderek buna karşı geliyor. Bu mektuptan 10 yıl sonra ben de mezun olmuş ve Bremen şehrinde çalışıyordum. Telefon rehberinden bulup aramıştım. Eşi Hameln şehrinde konser vermeğe gittiklerini söylemişti. Ben sonra Wiesbaden'e taşındım. Bir daha da görüşmek mümkün olmadı.
Yıllar sonra hakkında öğrendiklerim beni çok etkiledi.
Atila ağabeyimi 10 yıl önce kaybettik. Işıklar içinde olsun. Çok özel bir insandı.
1961 yılında Aydıntan geleceğin Avrupa Başkenti Brüksel’deki Conservatoire Royal de Musique’de öğrenci oldu. 1962’de keman, 1963’de oda müziği bölümünü bitirdi. Meşhur kemancı ve öğretmen Andre Gertler’in gözünden kaçmadı elbette bu başarılı Türk. Adabı muaşeret gereği aynı okuldan başka bir hocanın öğrencisini kapmak istemedi ve Aydıntan’ı Hannover’de de Profesörlük yaptığı Musikhochschule’ye çağırdı. Bir kader anı: kim bilebilirdi ki o zaman, Atila Aydıntan’ın, bir gün, Musikhochschule Hannover’i 20.yüzyılın dünyadaki sayılı müzik eğitim ve araştırma merkezlerinden biri olmasını sağlayan,on yıllarca emek sarf etmiş değerli eğitmen kadrosunun oluşturucu ve kökleştirici bir mensubu olacağını?
FIRSAT VE KADER
Oysa kader bambaşka bir yöne de gidebilirdi; bir yarışma esnasında, paravan arkasından Aydıntan’ı dünyaca meşhur Sovyet keman virtüözü David Oistrakh dinleyip bu çalışın kime ait olduğunu öğrenmek istedi. David Oistrakh öyle hayran kaldı ki, genç Türk virtüözünü Moskova’ya yanına çağırdı. Eğitimine ve kariyerine orada devam etmesini istedi. 20. yüzyılın sayılı keman sanatçılarından biri Aydıntan’ı seçkin sınıfına çağırıyordu. Kim gitmek istemezdi ki? Tabii ki ailesiyle de görüşmesi gerekiyordu bu önemli kararı. Bu sefer, dönemin soğuk savaş ortamından dolayı yaygın olan kuşkular ve belirsizlikler, ailece yapılan istişareler sonucunda, Moskova’ya gitmeme kararına neden olmuştu.
Kısmet…
SIKINTILAR
Bu noktaya varana kadar ne sıkıntıları aştı...
Önce maddi sorunlar: kendi vatanında hak ettiği desteği göremedi. Ailesinin ve yabancı hocaların çabaları olmasaydı belki yurtdışındaki en seçkin müzik eğitim merkezlerinde eğitimine devam edemeyecekti ve 20. yy.ın önemli keman eğitmenlerinden biri olamayacaktı. Devlet onu görmezden gelmişti.
Brüksel’de bursu vardı, ancak daha sonra Hannover’de öğrenci olarak geçirdiği ilk yıllarda büyük maddi sıkıntılar çekti, yoksulluk içinde yaşadı.Hatta bir yıl boyunca evsiz barksızlara sunulan 7-8metrekarelik bir konteynerin içinde yaşadı.Yıllar sonra oğlu Marcus Aydıntan ile Hannover’in merkezi semtlerinden biri olan Oststadt’da gezerken, yine aynı yere kurulmuş konteynerleri işaret edip,"Bak oğlum, Hannover’deki ilk yılımı burada yaşadım" diyerek anılarını paylaşmıştı.
Toplumun en dibinden başlayıp en saygın ve etkin yerlerine ulaşabilmek için sadece yetenek değil, bir o kadar da çalışma azmi gerekiyordu. Asıl büyük başarı ise, böyle bir yükselişin yanında mütevaziliğini, oturaklılığını ve karakterliliğini asla kaybetmemesi.
YENİ SIKINTILAR
Daha sonra ise sağlık sorunları: Harika çocuk olarak çok az keman virtüözünün becerebileceği kolaylıkla kemandaki tüm zorlukları bilinçsiz olarak aşabilirken, daha sonra Almanya’da sol omzunda ortaya çıkan sinirsel bir hastalığın ardından nerdeyse baştan, bu sefer tamamen bilinçli ve sistematik bir şekilde o kabiliyeti yeniden edinmek mecburiyetinde kalmıştı. 2 ameliyat geçirmesine rağmen, ne yazık ki bir daha hastalığından önceki performans düzeyine
ulaşabilecek kadar iyileşemedi omzu. Ve en sonunda konser vermeyi bırakmak durumunda kaldı. Bu olay belki de onu kemancılığın üstüne bir de keman eğitimciliğinde de mucizevi işler becermeye sürükledi. Geçirdiği malum sağlık sorunları nedeniyle en ince detayına kadar yeniden çözüp kavramak mecburiyetinde kaldığı kemandaki teknik sorunlara sistematik çözümler bulup öğrencilerine aktarması, onlar için paha biçilmez bir kemancılık hazinesi oluşturmuştur.
Keman eğitmeni olarak on yılların tecrübesiyle kendine has bir teknik çalışma sistemi geliştirdi. Her öğrencinin özel fiziki yapısını dikkate alarak teknik mükemmelliğe götüren bir sürü alıştırma ve çalışma yazdı. Bir kitap şeklinde yayınlanmış olmasa da, onun fiilen oluşturduğu Aydıntan keman metodu ve sistematikleştirip yazdığı alıştırmalar aralarında dünyaca meşhur keman profesörleri de olan öğrencileri tarafından bugüne dek uygulanmaktadır ve yeni nesil kemancılara aktarılmaktadır.
Aşağıdaki yazı dizisi Hannover'de yaşayan piyanist Kemal Cem Yılmaz tarafından yayınlanmıştır.
https://drive.google.com/file/d/1cNoFiU8yz4TVhELJs5XYKFkPPL6VrwXm/view?usp=sharing
İşte bavulumdan çıkanlar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder