2016 yılını karşılarken yazdıklarım karamsarlığımın nedenlerini açıklıyor sanırım.
Bir yıl
daha sona eriyor.
Ülkemizin
geleceğini düşündüm.
68'li
yıllarda tam bağımsızlık derken ve bağlantısızlardan
Yugoslavya'ya özenirken şimdi yok olan o güzel ülkeyi düşündüm.
Köy
Enstitülerini kaldıranların, dinden nemalanan Menderes, Demirel,
Özal ve dik durmayı beceremeyen İnönü, Ecevit gibi devlet
adamları ile Evren gibi yetersiz askerlerin şimdi başımızda
idareci olan mantık, matematik, felsefe, edebiyat ve sanat eğitimi
almadan yetişen kuşakların durumunda çok büyük suçları
olduklarını düşündüm.
Ülkemizi yönetenlerin, mantık dışı Osmanlı hayalleri içinde olduklarını, paralel yapı olarak niteledikleri dış güçlerle beraber çalıştıklarının farkına varamadıklarını düşündüm.
Mantık
ile düşünemeyen ve tam bağımsızlık fikrini benimseyemeyen
kişilerin başkalarının mantıklarıyla yönlendirildiklerini
düşündüm.
Atatürk'e
diktatör diyen. Askeri vesayetten kurtulacağız diyerek idarenin
mantıktan yoksun kişilere aktarılmasına destek sağlayan “evet
ama yetmez” diyerek oy veren liberal geçinen aymazları düşündüm.
Hem
ekonomide hem dış politikada dış güçlerin kaderimizi
belirleyeceği günlere yaklaşırken bizim gibi Atatürk'ün
yaptıklarını şimdi daha iyi kavrayan kuşakların acizliğini
düşündüm.
Bunları
düşündükten sonra 1918 yılı Kasım ayında işgali yaşayan İstanbul'daki insanların 1920 yılında Ankara'da TBMM toplanacağını
ve “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyeceğini umut
edemeyeceklerini düşündüm.
Bu
duygularla ve umutla,
Yeni
Yılın hepimize sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder